DİYARBAKIR – 10 Ekim Derneği, “Katliamların 7. Yılında Bellek ve İyileşme” ismiyle Diyarbakır’da anma aktifliği düzenledi. 10 Ekim Ankara Katliamı, 5 Haziran Diyarbakır Katliamı ve Suruç Katliamı’nda yakınlarını kaybeden ailelerin bir ortaya geldiği anma aktifliğine sivil toplum örgütleri de katıldı.
Diyarbakır’ın merkezinde yapılan anmada birinci olarak “Örgülerle Bellek ve Güzelleşme Atölyesi” gerçekleştirildi. Daha sonra yapılan toplantıda katliamlardan yaralı kurtulan ve katliamlarda hayatını kaybedenler, geçen mühlet içinde yaşadıklarını birbirleriyle paylaştılar.
‘DİYARBAKIR VE SURUÇ ARAŞTIRILMADIĞI İÇİN ANKARA’DA 104 İNSANI KAYBETTİK’
Aktiflik öncesi konuşan 10 Ekim Derneği Lideri Mehtap Sakinci, 5 Haziran 2015’te Diyarbakır’da gerçekleşen patlamanın Suruç ve Ankara’daki katliamlar açısından kritik bir noktada olduğunu söyledi. Sakinci, Diyarbakır ve Suruç katliamlarının araştırılmaması sonucunda 10 Ekim’de Ankara’da katliam meydana geldiğine dikkat çekti.
Sakinci, “Muhalif kesitlerin nasıl bir zulümle karşı karşıya olduğu bir periyottan geçtik. Diyarbakır Katliamı ve Suruç Katliamı, 10 Ekim Katliamı açısında çok kritik bir yerde duruyor. Zira bu iki katliam araştırılmadığı için, katliam olarak görülmediği için Ankara’nın göbeğinde 104 insanı kaybettik. Kendini Suruç’ta patlatan insanın ağabeyinin, kendisini 10 Ekim’de Ankara’da patlattığı gerçeği ortada duruyor. Aslında katliam Diyarbakır’da başlamadı, bunun miladı daha öncesine dayanıyor. Öncesinde HDP Adana ve Mersin binalarındaki hücumlarda bunların ayak sesleriydi” biçiminde konuştu.
‘ACILARIMIZ EMSAL DEĞİL AYNI’
Katliamların üzerinden vakit geçmesine karşın adaletin yerini bulmadığına dikkat çeken Sakinci, anma kapsamında 5 Haziran ve Suruç aileleri ile bir ortaya gelmenin manalı olduğunu lisana getirdi. Sakinci, şunları söyledi:
“Diyarbakır Katliamı’nda hayatını yitiren beşerler bizim kayıplarımız, o yüzden 5 Haziran aileleri ile bir ortada olmak istiyoruz. Acıları benzeri değil, acıları tıpkı olan insanlarız. O yüzden 7’nci yıl anmamızı 10 Ekim’de değil 5 Haziran’da başlatmak istedik. Bizim için yarın kendi katliamımızın yıl dönümü. Diyarbakır’daki ailelerle birinci kez bir ortaya geleceğiz, bu bizi heyecanlandırıyor. Her şeye karşın Orta Doğu coğrafyasında bir katliam-hukuk uğraşında daha yolun başındayız. 81 ay olacak 10 Ekim için. Diyarbakır için 7 yıl bitiyor, 8’inci yıla giriyoruz. Epey vakit çok acı çektik, çok gayret sarf ettik. Hiçbir vakit kolay olmadı, vakitle acı geçmiyor, annesiz babasız büyüyen çocuklar var. İşin en makûs tarafı nitekim 7’nci yıl anmasında hâlâ bir gram adalete kavuşamamış olmamız.”
‘ÖRGÜTLÜ GAYRETİN DEĞERİNİ BİLİYORUZ’
Diyarbakır’daki aktifliğe katılan Cansu Yumuşak, Suruç’taki katliamdan yaralı olarak kurtulanlardan. Katliamda hayatını kaybeden arkadaşlarının acısını taşıyan Yumuşak, Diyarbakır’dan sonra Suruç ve Ankara’da da birebir aktifliği düzenleyeceklerini söyledi.
“Biz gayret eden insanlarız” diyen Yumuşak, “İstanbul, İzmir ve diğer vilayetler, gayretimizi her yerde sürdürmek isteriz” biçiminde konuştu.
Örgülerle Bellek ve Güzelleşme Atölyesi’ne dair konuşan Yumuşak, “2015’te yaralanan insanlarız, örgütlü uğraşın gücünü bilen insanlarız. Örgütlü gayretin içinde bir durak düşünün ‘Örgülü Mücadele’, örgülerimizle orayı bir dinlenme haline getirdik. Yasımızı, acımızı, öfkemizi örgülerle bir ortaya getirmeye çalıştık. Yaptıklarımızla kendimizi anlatmanın bir yolunu ortaya koymaya çalıştık. Modül parça bir şeyler ördük. Onları birbirine dikmek, yaşadıklarımızı birbiriyle birleştirmek manasına geliyor bizim için. Onların üzerine kaybettiklerimizin isimlerini işledik. Kâfi ki içimizden geçenler, oralarda kaybolmasın. Bunları birlikte yaptık, kaybetmeyelim birbirimizi diye” dedi.
‘SÖYLEŞİ DEĞİL, DERTLEŞİ’
“Buradaki toplantıda bir dertleşme, şikayetleri lisana getirme ve kolektif bir uğraş biçimi oluşturma uğraşı hissedildi. Siz ne dersiniz?” halindeki soruya, “Doğru tespit” diye yanıt veren Yumuşak, şunları söyledi:
“Buradaki toplantıda şu soruları sormaya çalıştık: Biz hayatımızı sürdürürken en çok nerelerde zorlandık? Zorlandığımız mevzularla nasıl başa çıkabildik? Meselelerle başa çıkma formüllerini nasıl kolektif hale getirebilir ve bunu uğraşın bir kesimi haline getirebiliriz? Bu gayret bir maraton koşusu ve ortada dinlenmek istiyor insan. Burada yaptığımız da aslında biraz budur. Burada yaptığımız söyleşi değil, dertleşidir. Biz kaygıları olan ve uğraş eden insanlarız.”
‘HERKES ÖZELEŞTİRİ VERMELİ’
Lisa Çalan, 5 Haziran 2015’te HDP’nin Diyarbakır’da düzenlediği seçim mitinginde gerçekleşen patlamada yaralanmıştı. Toplantı sırasında hayatını kaybedenlerin aileleri ile yaralananların yalnız bırakıldığını lisana getirdi. Toplantıdan sonra konuştuğumuz Çalan, “Kendi adıma konuşmadım, 5 Haziran Aileleri İnisiyatifi ismine konuştum” dedi ve şunları ekledi:
“400 kişi yaralandı ve 5 kişi şehit oldu patlamada. Diyarbakır’daki patlamadan sonra Suruç ve Ankara’da patlamalar oldu ve bu süreçler çok kaotik ve sancılıydı. Daima kayıplar yaşanıyor. 5 Haziran’ın stratejik bir durumu var. Her şey orada başladı. Ve hala çatışmalar devam ediyor. 5 Haziran çözülmediği sürece Suruç ve Ankara’da çözülmeyecek.”
Ailelerin yalnız bırakılmasıyla ilgili herkesin özeleştiri yapması gerektiğini vurgulayan Çalan, şu tabirleri kullandı:
“5 Haziran, Suruç ve Ankara’dan biraz artta kaldı. Bununla birlikte aileler ve davalar geride bırakıldı. Bu hususta aileler kendilerini yalnız hissediyor. Hukukî manada da aileler birden fazla kere yalnız bırakıldı. Bunun sebebini nitekim bilmiyorum. Arkadaşlara sorduğumuzda, ‘birçok dava var ve yetişemiyoruz’ diyorlar. Fakat bu yara çok derin bir yara. Hepimizin hayatını sekteye uğrattı. Şayet bugün bu aileleri yalnız bırakırsak öbür arkadaşları da yalnız bırakacağız. Birçok arkadaşımız burada olmalıydı ancak gelmiyorlar. Zira kırgınlar. Öncelikle kendi özeleştirimizi vermeliyiz. Bunun özeleştirisini hepimiz yapmalıyız lakin bilhassa bu HDP’nin vazifesi. Ailelerin beklentileri var zira HDP mitinginde gerçekleşti bu olay.”
‘BELKİ BİNLERCE BEŞERLE GİDEBİLİRİM’
Katliamdan sonra patlamanın olduğu yere hiç gitmediğini belirten Çalan, bunu tahminen binlerce şahısla yapabileceğini söyledi.
Bu aktifliğin çok değerli olduğunu lisana getiren Çalan, “Daha evvel İstanbul’da ‘Vazgeçmiyoruz’ çalıştayında bunu lisana getirdik. Lakin muhakkak başlı adımlar atılmadı. Lakin burada, bu masada herkes tıpkı acıyı paylaşıyor ve anlaşıyor. Empati kuruyoruz ve insani durumlarımızı konuşuyoruz. Tam da burada, olayın olduğu Diyarbakır’da olmak çok anlamlı” dedi.
Çalan, “Yarın anma var fakat kendimi o kadar güçlü hissetmiyorum gitmek için. Tahminen binlerce insan giderse kendimi daha güçlü hissedip bu 2 protezli bacakla gideceğim” sözünü kullandı.
Yarın da devam edecek olan anma aktifliği “Yuvarlak Masa Etrafında Dertleşi” ile bir sohbet aktifliği ve 5 Haziran anmasına iştirakin akabinde sona erecek. (DUVAR)