Özgeç, Göbeklitepe’yi ziyaret ettiği sırada ayaklarının üzerinden geçen bir kertenkele ve MÖ 9 bin 500’lerden kalma heykellerin üzerindeki kabartmalardan ilham almış. Bu deneyim, Özgeç’in zaman algısını değiştirmiş ve albümün temasına dönüşmüş.
Göbeklitepe’deki kertenkeleyle yaşadığı mistik karşılaşmanın dışında Jim Morrison’ın “Ben Kertenkele Kralım, ne istersem yaparım.” sözünden de ilham aldığı albümünde Özgeç, yedi şarkıdan oluşan bir zaman yolculuğu sunuyor. Müzisyen, albümdeki şarkıları, hafıza, hayaller, ihtimaller, sürprizler ve görecelik gibi kavramları zaman üzerinden ele alıyor. Likya Uygarlığı’nda serpilmiş kadınların başkaldırısından 6-7 Eylül olaylarının yaşandığı 1950’ler İstanbul’una, araba yolculuklarında dalınan gündüz düşlerinden aşkla taşmış iki kişi arasındaki samimiyete kadar uzanan hikâyeler; nostaljik ve modern tınılarla harmanlanıyor. Akustik ve elektronik enstrümanların bir araya geldiği bu müzikal evrende zaman kaymasını andıran gıcırtılar ve bozuk sesler var. Güneş Özgeç’in özgün söz ve müziklerinin yanı sıra albümde Aysel Gürel’in “İstanbul Hatırası” ve Melih Cevdet Anday’ın “Likyalı Kadınlar” şiirlerinden uyarlanan şarkılar da yer alıyor.